Dilek tut
Övme akıl öğlene kadar, kuyma akıl kuşluğa kadar derdi annem. Bugüne kadar anlamamıştım ne demek olduğunu. Lafla anlamayana halle anlatırmış hayat. Sahil kenarında, ortasında kauçuk ağacı olan kafede Ayhan’la buluştuk. Ahşap masa üzerindeki mumlar, ağaçtan sarkan fenerler, rengârenk minderli sandalyeleri ile iki erkeğin buluşacağı bir yerden ziyade yeni sevgili olmuş genç çiftlerin mekânıydı daha çok. […]